6 Mayıs 2009 Çarşamba

Köpekli Muhabbetler

Efenim hayvanları pek severim.Sadece hayvanlar alemi değil küçükken böcükleri de incelerdim elimde büyüteçle; kendimce çeşitli deneyler yapardım üzerlerinde tabii bu çabalar sırasında epeycesi mefta oldu, o ayrı.Önemli değil ; herşey bilim için...Ayrıca dinozorlar ve paleontoloji konusu da var.Bi ara bunları da klavyeye alayım.Neyse..Konumuz köpekler..

Önceden de dediğim gibi hayvan dostu biriyimdir.Evcil olanlardan en çok köpekleri severim -özellikle uysal olanları.Gene de bazı durumlarda tırsmıyor da değilim.Söz gelimi bir pitbull görsem pek de "cici, cicii köpek" diye seveceğimi zannetmem; hızlı adımlarla ilgili mekandan arazi olurum.Geçenlerde Anayurtta yürüyorum.Yolda genc bir kız köpeğini almış gezdiriyor...Ben de kulaklığımı takmış müzik dinleyerek gidiyorum...Kız merdivenlerden indi, ardından gözlüklü bir amca merdivenlerden çıktı, bana baktı, ben de ona baktım.Birşeyler söylüyordu.Kulaklığımı çıkardım ve dinlemeye koyuldum, çünkü konuşmama fırsat vermedi:

Gözlüklü amca: Yaw bu millet ne anlıyo köpek beslemekten,kocaa hayvan!

G: (Şaşkınlık içerisinde,anlam vermeye çalışarak! bir süre duraksadıktan sonra) De demek ki seviyolar amca..

G.a.: Ama olurmu bak heryer apartman, küçük birşey olsa neyse...

G: Aslında burda evde köpek yetiştirme olayı çok yaygınlaşmamış ondan dolayı garipsiyor olabilirsin amca.Büyük şehirlerde normal karşılanıyordur..

G.a.: Şurdaki apartmanların herbirinde en az bir köpek var. Burası köy olsa bahçende yetiştirirsin neyse.. Olmaz caanım cık cık cık. Neyse kusura bakma genç (ve gitt..)

G: (Hala şaşkın!) önemli değil!(Söylenerek yola devam ett.)

1 Mayıs 2009 Cuma

Emniyete Buyur!

İki gün önce -çoğu zaman olduğu gibi- akşam 21 sularında üniversiteyi gezmek için çıkmıştım.Her zamanki yörüngeyi takip ederek demir karamancı bilim sitesinin arkasındaki yoldan yürüyordum.Sokak ışıkları kapalıydı ve yoldaki tek insan evladı bendim. Bi ara yanımdan beyaz bir araba geçti.Tam yoldan sola, amfiye doğru sapmıştım ki araba geriye doğru gelip durdu.Önce yol soracaklar herhalde diye düşündüm ama sonra "Genç ,Polis!" diye bir ses duydum. Tırsmadım değil hani.Çünkü bugüne kadar hiçbir aynasızla bırak işi, diyaloğum bile olmamıştır.Neyse.."Kimliğini göster bakalım" dedi.Sivillerdi. Lan acaba ben de "sizin de kimliğinizi görebilir miyim?" desem mi diye düşündüm ,neden sonra vazgeçim. Zira iki kişiydiler; dayak yemiyelim durduk yere..:) İçimden de paranoyak gibi kaoslar geçiriyordum.Ya bunlar polis değillerse, ya beni etkisiz hale getirip -ki birine dirensem diğeri var, sayı farkı söz konusu!- uyuturlarsa sonra da küvette iki tarafımdan ameliyatlı halde uyanırsam.Olmayacak şey değil..Düşündüğüm gibi olmadı. Sadece kimliğime baktı, memleketimi sordu ve "Görkem ne geziyorsun buralarda bu saatte çok ıssız" dedi dışarıda olanı."Hiiç geziyorum.Ne olacak ki üniversite ne güzel sessiz." dedim."Yurtta mı kalıyorsun dedi" ,"evet" dedim."Çok gezme buralarda gene de" diyerek son nasihatlerini de ettiler ve karanlıkta yavaşça kayboldular..Ben de amfiye doğru yoluma devam ettim.Ve sonra önceden gördüğüm beyaz tüylü, zayıf, dik kulaklı, uzun kuyruklu tilkiyi gördüm.yiyecek arıyordu muhtemelen..Yoluma devam ettim...